نزول
الإمام عن
المنبر قبل
فراغه من
الخطبة وقطعه
كلامه ورجوعه
إليه
36- imam'ın Hutbesini Bitirmeden
Minberden inmesi, Konuşmasını Kesmesi ve Hutbesine Tekrar Geri Dönmesi
أخبرنا محمد
بن عبد العزيز
قال أنا الفضل
بن موسى عن
حسين بن واقد
عن عبد الله
بن بريدة عن أبيه
قال كان النبي
صلى الله عليه
وسلم يخطب فجاء
الحسن
والحسين
عليهما
قميصان
أحمران يعثران
فيهما فنزل
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقطع
كلامه
فحملهما ثم
عاد إلى
المنبر ثم قال
صدق الله
أموالكم
وأولادكم
فتنة رأيت هذين
يعثران في
قميصيهما فلم
أصبر حتى قطعت
كلامي
فحملتهما
[-: 1743 :-] Bureyde anlatıyor: Allah
Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbe okurken Hasan ve Hüseyin geldiler.
Üzerlerinde kırmızı elbiseler vardı ve kıyafetleri içerisinde tökezleyerek
yürüyoriardı. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) hemen hutbesini
keserek minberden indi ve onları kucaklayarak minbere geri döndü. Daha sonra
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
"Allah ''Mallarınız
ve evlatlarınız sizler için birer imtihandır'' (Teğabun 15) demekle ne kadar
doğru söylemiş, bu ikisinin yürürken elbiseleri içerisinde tökezlediklerini
gördüm, dayanamayıp konuşmamı kestim ve onları kucaklayarak buraya
çıkardım" buyurdu.
Hadis 1803 ve 1804 te
gelecek. - Mücteba: 3/108 ; Tuhfe: 1958.
Diğer tahric: Ebu
Davud 1109, İbn Mace 3600; Tirmizi 3774; Ahmed b. Hanbel 22995.
الكلام
والقيام بعد
النزول عن
المنبر
37- Minberden indikten
Sonra Ayakta Bekleyerek Konuşmak
أخبرني محمد
بن علي بن
ميمون قال نا
الفريابي قال
نا جرير بن
حازم عن ثابت
البناني عن
أنس بن مالك
قال كان النبي
صلى الله عليه
وسلم ينزل عن
المنبر فيعرض
له الرجل
فيكلمه فيقوم
معه النبي صلى
الله عليه
وسلم حتى يقضي
حاجته ثم
يتقدم إلى
مصلاه فيصلي
[-: 1744 :-] Enes b. Malik anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bazen minberden iner, bir adam
kendisine bir mesele arzeder, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de
onun ihtiyacını giderinceye kadar onunla ayakta konuşurdu. Adamın ihtiyacını
gördükten sonra namaz kılacağı yere geçer ve namazı kıldırırdı.
Mücteba: 3/110 ;
Tuhfe: 260.
Diğer tahric: Ebu
Davud 1120; İbn Mace 1117; Tirmizi 517; Ahmed b. Hanbel 12201; İbn Hibban 2805.